İnternet Haberciliğinin Tarihi




 İnternetin icadı ve toplum hayatına girmesi önce gazeteden başlayarak bütün iletişim araçlarında değişim ve dönüşüme sebep olmuştur. radyonun ABD’de 60 milyon kullanıcıya ulaşması 30 yıl almış, televizyon bu yayılma seviyesine 15 yılda ulaşmış, internet ise bunu üç yılda başarmıştır.

    İnternet 60’lı yıllarda gelişmeye başlamış ancak bugün web sayfalarını kullanmamızı sağlayan ağ yapısı olan “world wide web” ( dünyayı saran ağ ) 1989-91 yılları arasında geliştirilmiştir. İnternet’in oluşumunun ardından bazı araştırmacılar kullanıcıların serbestçe bilgiye ulaşabilecekleri, birbiriyle bağlantılı sayfaların oluşturulabileceği düşüncesini ortaya atmışlardı. Berners-Lee ve ekibi, web’in en temel dört ögesi olan ‘html’, ‘http’, bir ‘web server’ ve bir tarayıcının (“browser”) ilk versiyonunu geliştirmişlerdir. Geliştirilen ilk web sayfaları, siyah-beyaz ve tamamen metne dayalı bir yapıda ve temelde bilgi verme amaçlıydı ve web siteleri, statik bir yapıya sahip ve sadece okumaya elverişli sayfalardır. Daha sonra bu dönem web 1.0 olarak adlandırıldı. Web 1.0 dönemi karşılıklı etkileşimin olmadığı, dolayısıyla kullanıcının söz hakkının bulunmadığı ve tek taraflı bilgi aktarımının olduğu bir ortamı ifade etmektedir. Web 1.0 ile gelişimine başlayan web; web 2.0 ile internet kullanıcılarının tek taraflı iletişimi bırakıp içeriği değiştirebildikleri konuma gelmeleriyle başka bir boyut kazanmıştır.

    İlk olarak basılı gazetelerin birer kopyası olan internet siteleri ile başlayan online gazeteler daha sonra kendine özgü yapılara dönüşerek daha çok haberi bünyesinde toplayan daha sık güncellenen hâle dönüşmüştür. Böylelikle basılı gazetelerin kopyası olmaktan kurtulan internet gazeteciliğine basılı mecmuası olmayan internet gazeteleri de eklenmeye başlamıştır. İnternet gazeteciliğinin en ayırıcı özelliği salt metin ve fotoğrafın yanı sıra video, görsel, ses ve animasyon gibi özellikleri bulunan hipermetin özelliği taşımasıdır.  1995’te,New York Times, The Washington Times gibi gazetelerin yayınlarını birebir internete aktarmaları bu süreci başlatmıştır. Aynı yıl Avrupa’da da International Herald Tribune ve Daily Mirror gibi gazeteler sayfalarını internete açmıştır. Ülkemizde içeriğini internete taşıyan ilk yayın Aktüel Dergisi olmuştur. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından çıkarılan dergi, üniversitenin sunucuları üzerinden yayımlanıp güncellenerek dünyaya açılmıştır.

    İçeriğinin tamamını internete açan ilk Türk gazetesi Milliyet gazetesidir(27 Kasım 1996). Hürriyet ve Sabah gazeteleri de Milliyet Gazetesi’ni izlemiştir (1 Ocak 1997). Türkiye’de inter-net üzerinden bağımsız yayın yapan ilk haber sitesi ise NetHaber’dir (2002)

    İçeriği tamamen kendine özgü olan ve bağımsız yayıncılık yapan ilk site, gazeteci Ahmet Tezca’nın kurduğu www.dorduncukuvvetmedya.com’dur (2003). 2000 yılının başında, medyada yaşanan ekonomik krizinde etkisiyle, büyük sermaye gruplarına bağlı olmayan gazetecilerin öncülüğünde birçok haber sitesi yayına geçmiştir. İşsiz kalan birçok deneyimli gazeteci mesleklerini internette açtıkları sitelerle sürdürmüşlerdir. Bu olumsuz durum, Türkiye’de internet gazeteciliğinin gelişmesinin hızlanmasına olanak sağlamıştır.