Video görüntüsünün ilk kullanımı televizyon yayını biçiminde 1936 yılında İngiltere’de olmuştur. Bu görüntünün bulunmasına yol açan buluşlar 1602’de fosforun bulunmasına kadar dayanır. 1817’de Berzelius’un Selenyumu bulması, Bequerel’in elektrokimyasal keşifleri, 1884 Nipkow’un resmi dönerken tarayabilen bir araç geliştirmesi televizyon görüntüsünün temeli sayılır. 1965 yılında Sony firmasının ilk olarak “portapak” adı verilen, taşınabilir bir video kamerayı tüketici pazarına sunması yine aynı yıl, Koreli sanatçı Nam June Paik’in, bu ilk taşınabilir kamerayı New York’ta satın alması kronolojik açıdan video görüntü sanatının da başlangıcı olarak kabul edilir. Ancak videoda görüntünün sinema filminde daha farklı işlenmesi, sadece televizyon teknolojisi için radikal bir değişim olmaktan öte görüntünün kaydedilmesi de sinemanın teknolojik hegemonyasından kurtulmak anlamına gelmekteydi. Bu aşamada video ile sinema arasında teknik bir farklılığın olması, videonun kullanımında sinemadan çok daha farklı bir konvansiyona sahip olduğu gerçeğini de ortaya çıkardı. Eskiden video çekimi yapmak için en azından bir video kamera sahibi olmamız gerekirken artık hepimiz cebimizdeki mobil aygıtlar yardımıyla kolaylıkla video çekebiliyor ve bunları saniyeler içerisinde paylaşabiliyoruz
Video, Görüntülerin renkli veya renksiz görüntü sinyali olarak depolandığı ve daha sonra tekrardan görüntülendiği dijital içeriklere denir. Video; resimlerin arka arkaya hızlı bir şekilde ekrana getirilmesi ve bunun sonucunda da hareketliymiş izlenimi yaratması mantığına dayanır. Videonun saniyede içeriğinde bulunan resim sayısı FPS terimi ile gösterilir. İngilizce ile, frame persecond (saniye başına düşen resim sayısı)’ın kısa hâlidir.