PULSARLAR EVRENİN DENİZ FENERLERİ







 (EVRENİN DENİZ FENERİ BENZETMESİ SAHİBİ C. RENEE JAMES)

Jocelyn Bell Burnell' in radyo teleskop verilerinde dikkat çekmeyen küçük bir pürüz ortaya çıktı, bu pürüz iki Nobel ödülü getirdi. Einstein'ın genel göreliliğine kanıt sağladı. Bu pürüz ile ortaya çıkan ve pulsar (atarca) adı verilen bu cisimler, bir şehirden daha küçük fakat güneşten daha güçlüler.

    Temmuz 1967'de Burnell, gürültü seviyesinin hafifçe üstüne çıkan 1 cm genişliğinde radyo sinyali fark etti. Başkaları tarafından kolayca görmezden gelinebilirdi ancak Burnell pulsarları tespit edebilmek için 193 km yakın kablo döşedi ve Mullard Radyo astronomi Gözlemevinde 18 dönümlük bir dizge oluşturdu. Bir pürüz gibi gözükse de Burnell hiçbir şeyin dikkatinden kaçmasına izin vermemeye kararlıydı. Ve pürüz yine kendini bir kaç kez gösterdi. Sonrasında Burnell bir çok grafiği inceleyerek bu sinyali çıktıların %10 tespit etti ve her gün 4 dakika daha erken tespit edildiğini fark etti. 

    Doktora danışmanı Antony Hewish'i grafik çıktıyı hızlandırması için ikna etti. haftalarca, kilometrelerce uzunluktaki grafikler gelmeye devam etti, tam çalışma sonlandırırken 28 Kasım 1967'de sinyal tekrar yakalandı. Normal yıldızlar bu kadar hızlı parlaklık değiştirmeyeceği için bilim insanları çok yoğun bir cisime baktıklarını biliyorlardı. Yapay bir şey olabileceğini bile düşündüler.

    Bu sıra dışı sinyaller adeta astronomlara yapılan bir çağrı gibiydi. Bu konuda kuşkuları olmalarına rağmen bir çok insan birilerinin yada bir şeylerin bizimle irtibata geçmeye çalıştığı fikrine açıktı. Bu nedenle Bell Burnell bu cisme İngilizce açılımı yeşil küçük adam olan LGM-1 takma adını verdi.

    Sonraki adım doppler kaymasına bakmak idi doppler kayması, astronomların bir cismin bize doğru geldiğini veya uzaklaştığını anlamalarını sağlıyor. Aldıkları bu yeni veri, sinyalin bir gezegenden mi kaynaklandığını anlamalarını sağlayacaktı .Bu ihtimal araştırılmadan önce , LGM-1 gibi başka bir düzenli sinyal keşfedildi, ardından bir sinyal ve bir sinyal daha.

    Burnell uzaylılar fikrinden tamamen vazgeçmişti aynı anda 4 farklı LGM olması ve hepsinin Dünya'ya sinyaller yollaması mümkün değildi. sinyal uzaylılardan gelen bir selamlama olmasa da çığır açan bir astronomik keşifti.

    Zamanı milyonda birden daha iyi  tutuğunu ve günde 60 binden fazla kez dönüp zonkluyor olduğunu keşfettiler. Bu olay inanılmaz derecede güç gerektirmeliydi. Astronomlar Fritz Zwicky ve Walter Baase 1934 yılında, patlayan büyük kütleli yıldızlardan geriye salt olarak nötronlardan oluşan yoğun bir çekirdek kalacağını belirttiklerinde bunun ipucunu vermişlerdi. Bell Burnell ve Hewish eğer bu cisim bir zonklama hareketi sonucu devamlı büyüyüp küçülüyorsa, yoğunluğu bir yüksük boyutuna sıkıştırılmış bir dağa eşdeğer olmalıydı; santimetre küpte 10 trilyon gram, yani küçük bir nötron yığının yoğunluğu kadar.

    Bu cisim belli atımlarda (İngilizce pulse) sinyal gönderen bir cisim olduğu için bilim yazarı Anthony Michaelis, bu cisme 1968 yılında PULSAR adını vermiştir. 

    Pulsar ismi dünyanın çok hoşuna gittiğini söyleyebiliriz Bell Burnell' ın keşfinin üzerinden henüz 3 yıl geçmiş olmasına rağmen, Hamilton Watch şirketi doğanın mükemmel zamanlayıcılarından esinlenerek Pulsar marka saat üretti. Nissan Pulsar marka modelini 1978 de piyasa sürdü.

Pulsarlar; en basit tanımı ile büyük kütleli yıldızların şehir boyutlarında, yüksek derecede manyetize ve çok hızlı dönen çökmüş ölü çekirdekleri, yani Zwicky ve Baade nin önerdiği nötron yıldızları