Toplumsal hareketler, birtakım sosyal sorunları çözmek için, toplumsal sistemi değiştirme ya da istenmeyen bir değişikliğin önüne geçme yoluyla, o toplumdaki bir grup tarafından organize edilen kolektif bir eylem türüdür (Turner and Killian, 1987, s. 308). Toplumsal hareketlerde insanlar bir araya gelerek daha iyi bir toplum yapısına kavuşmak için, ülkenin siyasi veya sosyoekonomik sistemini değiştirmeyi amaçlayan eylemler gerçekleştirirler.
Tarihte 1700’lü yıllardan önce örneğine fazla rastlanmayan büyük kitlesel eylemler ya da toplumsal olaylar, özellikle Fransız İhtilali ile birlikte ön plana çıkmaya başlamıştır. Günümüzde de bazen siyasal sistemin değişmesi talebi, bazen adalet ve eşitlik talebi, bazen de kadın hareketi, çevreci hareketler ya da hayvan hakları gibi toplumsal değişim talepleri şeklinde ortaya çıkmaya devam etmektedir. Dolayısıyla toplumsal hareketler, toplumun ihtiyaçlarına dayalı olarak ortaya çıkarlar. Bir toplumdaki belirli bir grup tarafından toplumsal, siyasal yapı ya da sosyoekonomik sistemin artık o toplumun ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle geldiği ve sorunların mevcut sistem içinde çözümsüz kaldığı düşünüldüğünde, bir toplumsal olayın ortaya çıkması olası hale gelir.
Bazı toplumsal hareketler mevcut siyasal sistemi tamamen değiştirmeyi ve yerine yeni bir düzen kurmayı hedeflerler; bu hareketler sosyolojide “devrimci sosyal hareketler” olarak adlandırılır.
Diğer toplumsal hareketlerin hedefi ise kısıtlıdır yani sistemde tamamen bir değişimi değil, toplumun belirli bir kısmının karşı olduğu bazı yönlerin değiştirilmesini, bazı aksaklıkların giderilmesini amaçlarlar. Bu hareketler ise “reformcu sosyal hareketler” olarak adlandırılır.
KAYNAK: ANADOLU ÜNİVERSİTESİ