Hernan Cortez Karayip korsanları filmi ne dahi ilham olan acımasız adam
İzleyenler mutlaka hatırlayacaktır Siyah inci'nin laneti Karayip korsanları'nın 1 filmi Cortiz'in lanetli aztek altınları hatta filmin temel konusu bile diyebiliriz. Filme dahi ilham olmuş eli kanlı kaşif. Peki aztekler ile alıp veremediği neydi tabii ki azteklerin kendileri değil Cortezi ilgilendiren tamamı ile azteklerin altınlarıydı. Konu para ise hemen harekete geçen cortez soylu sayılabilecek bir ailenin çocuğu olan hernan, Martin Cortes de Monroy ve Dona Catalina Pizarro Altamarino ' nün oğlu olarak Medellin ' de doğdu.İspanya'da gelip geçici soylu politikaları ona göre değildi. 1501'de sırf sıkıldığı için Salamanca üniversitesi'ndeki hukuk bölümünü bırakıp, hayatını kazanmak için kendi yolunu çizmeye karar verdi. Aile üyeleri; işe yaramaz, geçimsiz ve baş belası olduğu için onu dışlamışlardı. İspanya'nın kozmopolit ve vahşi Liman kentlerini gezdi. Böylece egzotik ve baştan çıkarıcı ticaret toplulukları arasında yeniden hayat buldu.
Yeni dünyadan (Amerika kıtası ) dönen denizcilerin anlattığı zenginlik, egzotik kadın hikayeleri onu büyülemişti. Okyanusun diğer tarafındaki, el değmemiş toprakların büyülü rüyasıyla sonsuza kadar hatırlanacak bir mirasın sahibi olma arzusu onda saplantı haline geldi.
Bir plan yaptı. Yeni dünyaya yelken açacak ve tarihte eli kanlı kaşiflerin arasında yer alacaktı. 1500 4 yılında Santa Domingo'ya (Dominik Cumhuriyeti) yola çıktığında sadece 19 yaşındaydı.
Cortiz'in yeni dünyadaki kariyerinin ilk yılları son derece yıkıcı ve acımasızdı. Santa domingo'da girdiği birçok cinsel ilişki sonucunda frengi kaptı. İspanyol konkistadorlarla birlikte yerli halkı boyunduruk altına almak ve yeni bölgeler ele geçirmek amacıyla 7 yıl kadar Küba'da kaldı. Bu sırada tüyler ürperten namı İspanyollar ve yerli halk arasında kulaktan kulağa yayılmaktaydı. Ancak tüm bu başarılar onun dinmeyen Servet açlığına yetmedi. Amerika ana karasında bulunan büyük bir şehir hakkındaki dedikodular kulağına ilişmişti. Hayallerindeki servete orada kavuşabilirdi. Derhal bir ekip topladı ve Santiago valisinden keşif seferi için kraliyet onayı istedi. Daha onay eline geçmeden yola koyuldu.
Amerika kıtasına ulaşınca aztek bölgesindeki yerli kabilelerinin güvenini kazandı. Sinsi Bir uzlaşma ve anlaşma yeteneği ne sahipti. Bu sayede kültür farklılıklarının ve dili neden olduğu bariyerleri aşabiliyordu. Kısa bir süre sonra bölgedeki zenginliklerin kontrolünün azteklerde olduğunu ve bu nedenle komşu kabilelerin onlardan nefret ettiğini anladı. Bunu kendi lehine çevirmek cortez için kolay oldu. Amacına hizmet edebilecek insanları çevresinde toplamaya başladı ve karşılıklı sadaketi sağlayan ticari ilişkiler kurdu. Bu ticari faaliyetler sırasında ona Malintzin isminde bir köle kadın hediye edilmişti. Bu kadına Dona Marina adını verdi. Kısa süre içinde ortesin metresi, çevirmeni ve ispanyolların aztek topraklarını ele geçirmesindeki kilit isimlerden biri olacaktı. Kortesin altın ve para hırsıyla yarışabilecek tek şey kadınlara olan düşkünlüydü ve bu kadından çok fazlasıyla etkilenmişti.
Kortiz ve ekibi aylarca vahşi ormanın içinde yürüdükten sonra nefes kesen görkemli tenoktitlan şehri ile karşılaştılar. Bu şehir daha önce gördükleri basit kabile yerleşimlerine hiç benzemiyordu. Suyun üzerinde yükselen, usta işi taşlarla inşa edilmiş, büyüleyici bir şehir bulunmaktaydı. Adamlardan bazıları hayal gördüklerini bile düşünmüştü. Başlardaki sıcak karşılamanın ardından aztek hükümdarı II. Montezuma, aztek hazinesini ele geçirmeye çalışan Cortez' e düşmanlık beslemeye başladı. Montezuma' nın kendisi için bir tehdit oluşturabileceğinden korkan kortez, bu güçlü aztek liderinin ayağını kaydırmays karar verdi. Onu yakalayıp hapsetti ve ispanyollara hizmet etmeye ikna etti. Ancak cortex için başka sorunlar görünüyordu. Emirlere karşı gelme, hırsızlık ve yağma, izinsiz ittifak kurma ve başka ülkelerde insanlara zulmetme suçları, İspanya'nın gözünden kaçacak gibi değildi. 1520'de İspanya Cortez'i yakalaması için Amerika'ya Bir birlik gönderdi. İşin içinde para olduğunda kanunlar karşısında geri adım atmayan cortez haberi alır almaz şehrin idaresini kuklası Montezuma' ya devredip, yaklaşmakta olan konkistadorlarla buluşmak üzere Tenoktitlan' dan ayrıldı. Orada da yaptığı pazarlıklar sonucunda ganimetin herkese yetecek bollukta olduğuna ikna olan askerler Cortez'i tutuklamak yerine ona katılmaya karar verdi. Tenoktitlan' a geri döndüğünde ise aztekler ona karşı ayaklandı. Çünkü geride bıraktı adamları bir şenlik sırasında birkaç din adamını öldürmüş ve halkı öfkelendirmişti. Kortizim bu isyanı bastırıp gücü eli geçirmeye yetecek sayılı adamı yoktu. yine kurnazlığını kullanıp Montezuma' yı gözü dönmüş halka teslim etti. Bazı tarihçilere göre Montezuma kendi halkı tarafından taşlanarak öldürüldü. Daha sonra Cortez yanına alabildiği kadar çok ganimet aldı ve adamları toplayıp, çatışarak şehirden kaçtı. Cortez, tarihin en büyük soygunlarından birini yapıp kaçmaya çalışırken adamlarını o kadar çok altın yüklemişti ki şehri çevreleyen göllerin üzerindeki zayıf köprülerden geçerken düşüp boğuldular. Hazin gece olarak adlandırılan bu olay sırasında çok sayıda konkistador hayatını kaybetti. Altınlarından olan korteks ise ganimetini geri almak için dönmeye yemin etti.
Sonraki 6 ay boyunca pazarlık yeteneğini kullanarak karayiplerden daha fazla destek sağladı ve yerel kabilelerle ittifaklar kurarak, binlerce yerli savaşçının ordusuna katılmasını sağladı. Görünmez ve acımasız bir müttefiki daha vardı: çiçek hastalığı...... Tenoktitlan' dan ayrılmadan önce adamlarından biri hastalığı çoktan yerlileri bulaştırmıştı. Aztekler çiçek hastalığı nedeniyle ıstırap içinde can çekişirken Cortez 4 ay sürecek kanlı eylemlerine başladı. İstilacılar, şehirdeki her binayı tek tek yıkıp insanları acımasızca katletti. Azteklerin sonunda teslim olmasının ardından Cortez, yeni liderleri cesur ve korkusuz Cuauhtemoc' u esir alıp şehir hazinelerinin yerini öğrenmek için ona işkence etti. Aylar süren savaş yorgunluğunun ödülünü almadan durmaya niyeti yoktu fakat Cuauhtemoc ona altınların yerini söylemedi. Orta Amerika'da medeniyetin merkezi olan yüzlerce yıllık büyük aztek imparatorluğu içten içe yanan bir harabeye dönmüştü. O günden itibaren yeni İspanya olarak bilinecek olan bu toprakların lideri ise kortez olmuştu; ancak bu çok uzun sürmeyecekti. İspanya'nın böylesine güçlü ve politik açıdan hassas bir pozisyonda onun kalmasına izin vermesi pek de olası olmadığından, Cortez İspanya kralı Şarlken (V.Karl) tarafından para ve unvanla ödüllendirilmesinin ardından, itaatsizliğinin hesabını vermek üzere İspanya'ya çağrıldı. Bir şekilde adını temize çıkardı ve yeni bir Tenoktitlan bularak daha büyük bir servete konmak umuduyla keşiflere kaldığı yerden devam etti ne var ki hiçbir şey bulamadı. İtaatsizliklerine devam edince yeniden yakalandı ve bu defa Temelli olarak İspanya'ya gönderildi. Kendi sözleriyle, " yaşlı, yoksul, ve borç içinde" dönmüştü.
Kortesin hırsı, şöhret tutkusu, toplum değerlerini sarsma eğilimi ve servet aşkı, kendi adamları için olduğu kadar, keşiflerini destek verenler içinde ikna ediciydi. Amerikan yerlilerinin gözünde ise acımasız, delikanlı ve kendi mitolojilerindeki şeytanla eş değer kötülükte bir adamdı. Gittiği her yere ölüm ve yıkım getirmişti. 1547 yılında ölüm günü geldiğinde büyük hayallerinin yakınında bile değildi, başladığı noktaya geri dönmüştü. İspanya kırsalında adı sanı bilinmeyen bir dere beyi olarak öldü.