Bilimin Gözünden Aşk: Bir İlacı Var mı?

    


    Bir ilacı varmıdır aşkın? Aşk dediğimiz şey aslında pek iyi anlaşılamamış bir biyokimyasal kokteyl. Bilim insanları, çoğu zaman aşk hormonu diye de bilinen oksitosinin başkalarına bağlanmada önemli rol oynadığını biliyor. Bir deneyde, Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden klinik psikolog Adam Guastella, tartışan bir çifte terapi sırasında oksitosin verdi. “İnsanların daha az düşmanca tavır takınmasını sağlıyor, başkalarının gözüyle bakma isteğini artırıyor,” diyor. Bu hormonu baskıladığınızda ise tam tersi etki görülüyor. Emory Üniversitesi araştırmacıları oksitosin reseptörlerini bloklamak için Kuzey Amerikan çayır farelerinin beynine ilaç zerk ettiğinde, hayvanların uzun süredir birlikte oldukları çiftleşme eşlerine karşı ilgilerini yitirdikleri görüldü. Yani, oksitosini manipüle ederek aşk için bir “kapatma şalteri” yapmak mümkün olabilir. 

    Oxford Üniversitesi’nde nöroetikçi olan Brian Earp gibi araştırmacılar bundan rahatsızlık duyuyor. Earp geçen yıl aşk önleme biyoteknolojisi üzerine bir makale yayınlamış. “Bu tür müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi çok olası,” diyor, “şimdi işin etik boyutunu tartışmamız gerekiyor.” Earp böylesi ilaçların kişinin kendi isteğiyle ve terapi eşliğinde alınması, kötüye kullanıma karşı da sürekli gözlemlenmesi gerektiğini söylüyor. “Sonuçta, biyotıbbın hemcins cinselliğini bastırma girişimleriyle dolu bir geçmişi var.” Fakat Winnipeg, Kanada’da, Manitoba Üniversitesi’nde felsefe profesörü olan Neil McArthur, bu ilaçların kullanımının yararlı olabileceği vakalardan söz ediyor. Söz gelimi çocuk istismarı, pedofili ya da “yıkıcı olma potansiyeline sahip biçimde davranan” insanlarda bu ilaçlar kullanılabilir. En büyük engel, insan deneyiminin bu denli temelinde yatan aşka müdahale etmekten ahlaki olarak kaçınmak. “Aşk bazı açılardan din gibi saygı görüyor,” diyor Teksas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi’nden psikiyatrist Vineeth John. “Çoğu kişi için, hayatta kalmanın birincil nedeni aşk.” Hedef gözeten bir tedavi uygulaması geliştirilmediği sürece, aşk önleme hapları sadece duyguları dizginlemekle kalmayacak, insanların dostlarına ya da aile bireylerine karşı duyduğu yakınlığı da öldürecek. O yüzden, aşk acısını dindirmek için bilim insanların öncelikle sevme becerimizi elimizden alması gerekli ve hiç kimse de bunu istemiyor.